Yazar Musa Anter'in 1992'de Diyarbakır'da öldürülmesi ve Ak Partili Orhan Miroğlu'nun yaralanmasına ilişkin görülen davada tanık olarak dinlenen eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin, ’Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ın yaşadığını ve kanser hastası olduğunu bildiğini söyledi.

 

ELAZIĞ'DA YAŞADI VE ÇALIŞTI

Hacı, Sakallı, Terminatör, Metin Atmaca, Ahmet Demir, Ahmet Yeşil, Mehmet Kırmızı, Hasan Tanrıkulu isimlerini kullanan ama en bilinen kod adı Yeşil olan Mahmut Yıldırım 1953 yılında Bingöl’ün Solhan ilçesi Yenidal (Asmakaya) köyünde doğdu. Çocukluğunun  Elazığ’da geçtiği biliniyor. 1968’de Elazığ İmam Hatip Lisesi ortaokul kısmına başlayan Yeşil,  20 yaşına geldiğinde MİT’le çalışmaya başladığı biliniyor. Bir dönem jandarmayla ilişkisi olan Yeşil’i jandarma 1973 yılında MİT’e devrediyor. MİT’te çalışmaya başlamasının ardından kısa bir süre sonra Yeşil askere gidiyor. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na katılıyor. Askerliğinin ardından Yeşil tekrar MİT’teki görevine dönüyor. Yıldırım, Elazığ'da 1977'de Etibank Ferro Krom tesislerinde puantör olarak göreve başlıyor. İşlemleri 20938 sicil numarası üzerinden yapılıyor. O yıllarda sol örgütler ve Akıncılar adlı grup içinden istihbarat topluyor.


YEŞİL YAŞIYOR MU SORUSU TEKRAR GÜNDEME GELDİ

Musa Anter cinayeti ve JİTEM ana davası dosyalarının birleştirilmesi sonrası 18 sanığın yargılandığı davanın görülmesine Ankara 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmada, sanıklardan Abdulkerim Kırcı ve Recep Erkal'ın öldükleri ve davada sanık sayısının 16'ya düştüğü duruşma tutanağına geçildi. Gelen evrakların okunmasının ardından bir öncesi ara kararda tanık olarak dinlenmelerine karar verilen Serdar Ekingen, Gazeteci Abdurrahman Şimşek ve eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin'in beyanlarına geçildi. Duruşmada tanık olarak dinlenen gazeteci Abdurrahman Şimşek, “Ben mahkemenize 20 Aralık 2017 tarihli celsede ifade verirken, sanık Hamit Yıldırım’ın amcasının oğlu Mahmut Yıldırım'a ilişkin gerekli bilgiyi sunacağımı söylemiştim. Gerek şahsi arşivim, gerekse kurumsal arşivimi inceledim. Bilgiye ulaşamadığımı söylemek için geldim. Yanlış bir beyan vermek istemiyorum. Araştırmam sürmekte, ulaşırsam mahkemenizi haberdar edeceğim. Mahkemenize Abdulkadir Aygan ile yaptığım röportaj CD’sini göndermiştim, röportajın tamamıdır” diye belirtti. Daha sonra mahkeme röportaj CD'sini mahkemede izletti. Röportajda Aygan, kendisine gösterilen fotoğraftaki kişinin Hamit Yıldırım olduğunu söyleyerek, "Cinayeti işleyen bu kişi" diyor.



'YEŞİL'İN YÜZÜ DEĞİŞTİRİLMİŞ OLABİLİR’

Nisan 2018 yılında bir televizyon kanalında katıldığı programda 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım, Musa Anter ve Cem Ersever'in öldürülmesiyle ilgili sözleri nedeniyle tanık olarak çağrılan eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin, "Ben mesleğim gereği geniş çevresi olan bir kimseyim. Aldığım bilgiler sonucunda Mahmut Yıldırım'ın yaşadığı kanaatine vardım ancak şu an nerede yaşıyor bilmiyorum. Televizyon programında kendisinin hasta olduğuyla ilgili söylediğim sözler doğrudur. Kanser hastası olduğu yönünde bilgiler aldım, ancak tedavisinin nerede sürdüğünü bilmiyorum. Kendisi değişik kimlik kullanıyor olabilir ve hatta yüzü değiştirilmiş olabilir" dedi.

Tanık Pekin, avukatların, "Bu bilgilerin kimden aldınız. Mahmut Yıldırım'a tanık koruma prosedürü uygulandı mı? Bilginiz var mı?" yönündeki soruya, "Yaptığım görev gereği isim açıklamak durumunda değilim. Ancak bu bilgileri ben emekli olduktan sonra çevremdeki insanlardan edindim. Somut bir bilgi değil. Tanık koruma prosedürü uygulandı mı bilmiyorum" diye cevapladı. İfadesinde Cem Ersever'i de 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın öldürdüğünü bildiğini söyleyen Pekin, "Bu bilgi de tamamen kendi arkadaş ortamımda yapılan konuşmalardan edindiğim kanaate dayalı bir bilgidir" dedi.

‘YEŞİL'İ İLK VE SON OLARAK 1995 YILINDA GÖRDÜM’

'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ı ilk ve son olarak 1995 yılında 5'inci Hudut Alay Komutanlığı yaptığı dönemde gördüğünü anlatan Pekin, "Adını hatırlamadığım o dönem Iğdır Jandarma Alay Komutanı olan Nacak Albay, Mahmut Yıldırım'la benim yanıma geldi. Nacak Albay, bu kişinin terörle mücadelede kullanılabileceğini bana söyledi. Ancak ben bunu kabul etmedim. Para karşılığı iş yapan biri olduğunu anladım. Tehlikeli bir adam olduğunu değerlendirdim. O tarihten sonra bir daha görmedim" dedi.

 

MAHKEME MİT'TEN İSİM İSTEDİ 

Tanık ifadelerini ardından avukatların taleplerini dinleyen mahkeme heyeti, sanık Mahmut Yıldırım hakkında kırmızı bülten uygulaması hakkındaki kararın devamına, MİT'e müzekkere yazılarak, dosyaya giren MİT raporlarında 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın halen yaşadığı yönünde bilgileri olduğu anlamına gelecek ifadeler geçen MİT görevlilerinin saptanarak dosyaya tanık olarak dinlenilmesi için kimlik ve adres bilgilerinin istenilmesine, Mahmut Yıldırım'ın tanık koruma kanunundan yararlanıp yararlanmadığının Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne sorulmasına, kanser hastası olduğu söylenen Mahmut Yıldırım'ın SGK nezdinde tedavi görüp görmediğinin araştırılarak mahkemeye bilgi verilmesi üzere SGK'ya yazı yazılmasına hükmederek, duruşmayı erteledi.  

KİMLİK KARTI

1953 Bingöl Solhan doğumlu.
Çocukluğu Elazığ’da geçti. 
Babası çiftçi. 
1968 yılında Elazığ İmam Hatip Lisesi’ne girdi.
Okulu yarım bıraktı Elazığ’da MİT adına çalışmaya başladı.
1974 yılında askere gitti Kıbrıs Barış Harekatı’na katıldı.
1977 yılında Elazığ Ferro Krom Tesislerinde puantör olarak çalıştı. 
1989 yılına kadar MİT için çalıştı, sonra jandarmaya geçti.
PKK ile aktif mücadelede resmi görevli gibi kullanılan Yeşil deşifre olduğu gerekçesiyle Ankara’ya yollandı.
1995 yılında Eymür’ün ekibine girerek tekrar MİT’e döndü.
1996 yılındaki Öcalan’ın öldürülmesi operasyonunda yer aldı. 
Aralık 1996 tarihinden bu yana kayıp.
En sık söylediği söz: “Yaptığımdan pişman değilim dirilseler yine yaparım”
En sevdiği ses: Çatışma seslerin, kaydedip arabada dinlemek. Çocuklarına dinletmek.
Evli. Nevzat ve Murat adında iki oğlu olduğu biliniyor.