ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ve ABD'nin DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, ABD Savunma Bakanlığında (Pentagon) ortak basın toplantısı düzenledi.

Özel Temsilci McGurk, temsilcilik görevini devraldığından bu yana Irak’tan sonra en fazla gittiği ülkenin Türkiye olduğunu ve Türkiye’nin DEAŞ ile mücadelede önemli bir ortak olduğunu söyledi. McGurk, “Kritik bir ortak olan Türkiye olmadan DEAŞ’ı yenemeyiz. Oradaki meslektaşlarıma sürekli danışıyorum.” diye konuştu.

Suriye’nin geleceği konusunda İsviçre'nin Cenevre kentinde görüşmeler yapıldığını belirten McGurk, ABD’nin hem DEAŞ ile mücadelede hem de Suriye krizi konusunda Türkiye ile iş birliği içinde olduğunu vurguladı.

McGurk, “Özellikle de Rakka operasyonu sonrasında istikrardan bahsettik. Bu da Türkiye ile yakından koordinasyon yapmamızı gerektirecek bir konu.” ifadelerini kullandı.

"Çavuşoğlu’na büyük saygı duyuyorum"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun "Trump yönetimine McGurk’u görevden alması çağrısında bulunması" ile ilgili bir soruya yanıt veren McGurk, Bakan Çavuşoğlu’ya büyük saygı duyduğunu kaydetti.

McGurk, “Türkiye ile bazı taktiksel farklılıklarımız var ancak Dışişleri Bakanına büyük saygım var. Bakan Tillerson’ın çok yakın bir mevkidaşı ve yakın teması olan biri. Kendileri ile ilişkilerimizin devam etmesini diliyorum. Tüm Türk yetkililere çok büyük saygı duyuyorum.” değerlendirmesini yaptı.

DEAŞ planında iki değişiklik

Savunma Bakanı Mattis ise ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatı üzerine DEAŞ ile mücadele planında iki değişiklik yaptıklarını söyledi.

Söz konusu değişikliklerden birinin DEAŞ ile mücadele konusunda yetkileri sahadaki komutanlara bırakması olduğunu ifade eden Mattis, söz konusu düzenlemenin DEAŞ ile mücadeleyi hızlandırma ve örgütün zayıf noktalarına yönelik zamanında harekete geçme açısından önemli olduğunu kaydetti.

Mattis ikinci değişikliği ise şöyle ifade etti:

“İkincisi, DEAŞ'ı kendi güvenli bölgelerinden temizlemekten ziyade, yıpratıcı bir mücadele ile güçlü olduğu yerlerde etrafını sarmaya dönük taktiksel bir değişiklik talimatı verdi. Burada amaç, ülkelerinden kaçmış olan yabancı savaşçıların dönüşlerini engellemektir.”

Angajman kurallarının değişmediğini kaydeden Mattis, DEAŞ ile mücadele kapsamında 2014’ten beri örgütün elindeki toprağın yüzde 55’ini aldıklarını ve 4 milyon insanın evlerine geri dönmesini sağladıklarını söyledi.

 9 Türkiye ziyareti; 15'ten fazla görüşme

Orgeneral Dunford, “Türkiye bizim önemli bir ortağımız ve Türkiye ile uzun dönemli ilişkilerimiz oldukça kritik ve bunu koruyacağız. Siz de biliyorsunuz ki bu yıl 9 defa Türkiye’ye gittim mevkidaşımla askeri ilişkilerimizin yolunda gitmesini temin etmek için 15'ten fazla görüşme yaptım.” dedi.

Rakka operasyonu konusunda Türkiye ile görüş ayrılıklarına da değinen Dunford, sözlerine şöyle devam etti:

“Rakka’nın alınmasında en iyi olan yol konusunda farklı perspektiflere sahibiz. Bize göre en olabilir seçenek, Suriye Demokratik Güçleridir (SDG) ve onların bu noktadaki kaygıları konusunda sahada gerekli tedbirleri alıyoruz. Örneğin silahların PKK’nın eline geçip oradan Türkiye’ye transfer edilmesi ile ilgili olarak şeffaf olma ve verdiğimiz ekipmanların sadece Rakka operasyonu için verildiği ve başka bir yere gitmeyeceğini temin etme noktasında adımlar attık.”

"YPG’ye henüz silah vermedik"

Basın toplantısında ABD’nin, PKK’nın Suriye kolu PYD'nin silahlı birimi YPG'ye silah verip vermediğine yönelik bir soru üzerine Dunford, son birkaç aydır ABD’nin, PKK/PYD’ye silah verme kararının çıkma ihtimaline binaen bölgede silah depoladıklarını söyledi.

Dunford, ABD’nin sadece Suriye Arap Koalisyonuna silah verdiğini ancak yeni kararla birlikte YPG’ye de silah vereceklerini söyledi. Kararı uzun zamandır beklediklerini aktaran Dunford, “Zaten bölgede başka unsurlar için de depoladığımız silahlar mevcut henüz vermedik ama her an verebiliriz.” diye konuştu.

El Tanf’ta yaşananlar

ABD’nin, dün Suriye’nin güneyinde yer alan El Tanf bölgesinde Suriye rejimine yakın milislere ait bir konvoyu vurmasıyla ilgili bir soru üzerine Bakan Mattis, söz konusu grubun "ABD’nin belirlediği ayrışma bölgesine girdiğini" ve orada ABD kuvvetlerini tehdit ettiğini ifade etti. Mattis, İran'ın bölgedeki saldırgan bazı hareketleri ve saldırı kapasitesinin, El Tanf'taki konvoyun vurulmasını tetiklediğini dile getirdi.

Kaynak:TRT