SARS, Ebola, kuş gribi, domuz gribi, MERS, Covid-19 ve son olarak maymun çiçeği… Dünya 2000’li yılların başından itibaren çok büyük bölgelere veya dünya çapına yayılıp milyonlarca insanın ölümüne yol açan bulaşıcı hastalıklarla mücadele ediyor. Bu hastalıklara ek olarak sonbaharın gelmesi, okulların açılması ve tatilden işe dönüşlerin artmasıyla birlikte dönemsel olarak grip, parazit enfeksiyonu, el ayak ağız hastalığı, kulak enfeksiyonu gibi hastalıklarda da artış yaşanıyor. Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Açık, 3-9 Eylül Halk Sağlığı Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, özellikle son çeyrek asırda giderek artan bulaşıcı hastalıklara dikkat çekerken alınması gereken önlemleri de sıraladı.
“SEYAHATLER VE GÖÇLER ARTTIKÇA BULAŞICI HASTALIKLAR DA YAYILIYOR”
Dünya genelinde bulaşıcı hastalıkların artmasında göçlerin ve seyahatlerin önemli bir etkisinin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yasemin Açık, “Dünya genelinde artan kentleşme ile birlikte büyük şehirlerde sağlıklı altyapısı bulunmayan bölgelere yapılan iç göçler, savaşlar nedeniyle alınan dış göçler ve deprem, sel gibi afetler nedeniyle yapılan zorunlu şehir değişiklikleri, ciddi bir şekilde insan ve dolayısıyla mikroorganizma hareketliliğine neden oluyor. Bunun yanı sıra uluslararası seyahatler de giderek artıyor. Öyle ki 1950 yılında dünya çapındaki turist sayısı 25 milyonken 2002’de bu sayı 700 milyona, geçtiğimiz yıl itibarıyla ise 1,3 milyara ulaştı. Tüm bu gelişmelerin neticesinde de bulaşıcı hastalıklar çok daha hızlı yayılıyor. Göçlerin ve seyahatlerin devam edeceğini göz önünde bulundurursak, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından özel sektöre, sivil toplum örgütlerinden bireylere kadar herkese bulaşıcı hastalıkların yayılımının önlemesi adına önemli görevler düşüyor” dedi.
“FAZLA TEMASTAN KAÇINMALIYIZ”
Covid-19 pandemisi döneminde herkesin dikkat ettiği sosyal mesafe ve hijyen kurallarını hatırlatan Prof. Dr. Açık, “Hiç kuşkusuz tüm hayatımızı maskeyle geçiremeyiz ancak o dönemde uyguladığımız sosyal mesafe, fazla temastan kaçış ve hijyen önlemlerini hayatımızın bir rutini haline getirmeli, grip gibi hızla yayılan hastalıklarda da mümkün olduğunca istirahat etmeli, toplum içinde olacaksak maske takarak önlem almalıyız. Hastalıklardan korunmada beslenmenin de önemli bir payı bulunuyor. Hijyen koşullarına uygun olmayan yiyecekleri tüketmemeli, böyle bir durum tespit ettiğimizde yetkilileri bilgilendirmeli, bunun yanı sıra çocuklarımızı paketli gıdalardan mümkün oldukça uzak tutmalıyız” diye konuştu.
“BİLİME GÜVENELİM, KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİNDEN YARARLANALIM”
Bulaşıcı hastalıklardan korunmanın öncelikli ve en etkili yöntemlerinden birinin de koruyucu sağlık hizmetleri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yasemin Açık, şöyle devam etti; “Koruyucu sağlık hizmetleri, hastalıkların önlenmesi veya erken teşhis ve tedavisi için hayati bir öneme sahip. Bu kapsamda bebeklerin ve çocukların aşı takvimlerinin zamanında uygulanması, doğumdan itibaren farklı yaş gruplarına yönelik taramaların yapılması gerekiyor. Bu konudaki çalışmaların eksiksiz bir şekilde yürütülmesinde ve toplumdaki farkındalığın artmasında devletin rolü çok önemli. Çünkü son yıllarda artan bir oranda aşı karşıtlığı oluştuğunu, buna bağlı olarak da çocukluk çağı aşı ile önlenebilir bulaşıcı hastalıklarında artış olduğunu görüyoruz. Halbuki her zaman bilime güvenerek hareket etmeli, bilim dışında bir yol aramadan koruyucu sağlık hizmetlerinden yararlanmalı, bu önlemlere yönelik bilgi eksikliği olan kişileri ilgili kurumlara yönlendirerek sağlık iletişimi ve eğitimi desteği almalarına katkı sağlamalıyız.”
Prof. Dr. Açık, hastalıklardan korunmada bağışıklık sisteminin önemini belirterek, düzenli uykunun, yeterli ve dengeli beslenmenin ve stresle başa çıkma yöntemlerini kullanmanın bağışıklığı artırdığını ifade etti. Bu yıl Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan Halk Sağlığı Haftası ana temasının ‘Sağlığını erteleme, harekete geç’ olduğunu ifade eden Açık, fiziksel aktivitenin gerekliliğine değindi. Açık ayrıca sigara, diğer tütün mamulleri ve elektronik sigaradan uzak durulması gerektiğinin de altını çizdi.