İstanbul'da yaşayan Buket Yaman’nın hikayesi, 16 yaşında görücü usulü evlilik yapmasıyla başladı. Eşinin ailesiyle birlikte yaşayan lise öğrenimini de yarıda bırakan Buket, hem dayak yedi hem de işkence gördü.
3 aylık hamileyken, kocası Ukraynalı bir kadın ile birlikte yaşamaya başlayarak evi terk etti. Uzun süre eşinden hiçbir haber alamayan Buket, kocasının yolunu uzun süre bekledi ancak dönmedi. Bir süre sonra çocuğunu aldırılması istenilen ve kapı önüne konulan Buket Yaman, baba evine döndü. Kalp atışlarını duyduğu bebeğini doğurmaktan vazgeçmeyen genç kadın, oğlu Yunus'u kucağına aldı.
Herkesin doğuma eşiyle gittiğini gören babası ve ağabeyi ile doğuma gitmesi içine oturan Buket'in doğumdan sonra psikoloji bozuldu. Sürekli oğlunun babasız büyüyeceğini düşünen genç kadın, 19 yaşındayken kendi anlatımıyla "bir cahillik" yaparak İstanbul'da ailesiyle birlikte yaşadığı evlerinin 6'ncı katından atlayarak intihar etmeye çalıştı.
Buket Yaman, “19 yaşındaydım intihara karar verdim kendi kendime. Çünkü o an herkes var kimse yoktu benim için. Çocuğumu da göremedim yeni doğmuş bir oğlum vardı. Gözümü açtığımda oğlum vardı başımda ve iki yıl geçmiş beni tanımıyordu. Komada kaldım iki yıl böyle bir talihsizlik yaptığım için. Ona da üzülmüyorum çünkü beni ben yapan o zorluklarımdı aslında. Sakat kalıp yürüyemeyeceksin dediler, olsun dedim ben yine başarırım dedim ve o halimle işe başladım. Bir mali müşavirin yanında çay götürüyordum, temizlik yapıyordum. Tam yürümeye başladım hayata atılıyım derken kansere yakalandım. Bu sefer tedaviden dolayı işlerimden oldum, kimse iş vermedi” dedi.
Vücudunun büyük bölümünde kırıklar oluşan Buket, bu süreçte 27 ameliyat geçirdi. Vücuduna 140 adet platin takıldı. 20 yaşında gözünü yeniden hayata açan 21 yaşında ise yürümeye başlayan Yaman, her şeye rağmen oğlu için hayata sımsıkı sarılmaya karar verdi.
Buket Yaman, “Yok olduğum bittiğim yerde başladım aslında. Önemli olan şunu söyledim kendime, herkes düşer ama herkes kalkamaz. Ben kalkacağım dedim ve buralara geldim” dedi.
Yaşadığı acı dolu yıllara inat hayata tutulan Yaman, Türkiye’nin İlk Kadın Şoförü olarak kayıtlara geçti. Acı, Gözyaşı ve Azimle geçen yıllarını İletişim Fakültesi Öğrencileri ile paylaşmak üzere Elazığ’a geldi.
Yaman, öğrencileri Tofaş kavşağından alarak, İletişim Fakültesi’nde düzenlenen söyleşi programına katıldı.
Programın evsahipliğini yapan İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Fatih Çakar, Yaman’ın hayatta inadına bende varım diyen bir kişi olduğunu söyledi.
Dr. Çakar, “Tabi hiçbir Devlet yok ki istihdam sorununu kendi bünyesinde halletmiş olsun. Geriye ne kalıyor özel sektör veya alışılagelmiş olanın aksini davranmak kalıyor. İşte bugünde alışılagelmiş olan meslekleri adeta inat etmiş şekilde bende varım Buket Yaman Hanımefendi konuğumuz” dedi.
Mücadelelerle dolu hayatını öğrencilerle paylaşan Yaman, “Hiçbir zaman pes etmemeyi öğrendim” dedi.
Buket Yaman, “Kimseye ihtiyacım olmadı çünkü başkalarının verdiği öneriler belki kafamı karıştırabilirdi. Ama her zaman şunu dedim bir yol deneyeceğim, gideceğim hayal kırıklığı olsa da baktım o yol bana göre değil değiştirip başka yola gideceğim. Hiçbir zaman pes etmemeyi öğrendim. Devamında her zaman ben olduğum için gurur duydum. Yazdığım hikaye kitabında da kendimi tanıtmak amacıyla yazdım o kitabı. Nerden nasıl geldiğimi. 37 ameliyat olup kanserle savaşıp ve halen gülebilen çirkin dediklerine rağmen mutlu olan bir insanım. Çünkü hiçbir büyük beklentim olmadı. Her zaman küçük beklentim oldu onda da mutlu oldum. Onlarla yoluma devam ettim” dedi.
