Kentte yıkıcı depremlerde evlerini kaybeden ve geçici barınma yerlerine yerleştirilen depremzedeler, buruk bir bayram geçirmenin hüznünü yaşıyor.
Afetzedelerden bazıları ziyarete gelen çocukları ve yakınlarıyla, bazıları da buradaki yeni komşularıyla bayramlaştı.
"BU BAYRAM ÇOK ÜZÜNTÜLÜ GEÇİYOR"
AFAD koordinasyonunda Battalgazi ilçesinde kurulan Teknokent Geçici Konaklama Merkezi'nde 2 çocuğuyla kalan 75 yaşındaki Necibe Özer, aklında bayramın çok da olmadığını söyledi.
Önceki bayramları çok güzel yaşadıklarını anlatan Özer, "Tatlı yapardık, gelen misafirlere kolonya tutup şeker ikram ederdik. Güler sevinirdik ama şimdi bir şey yok, içimiz yanıyor. Bu bayram çok üzüntülü geçiyor. Gelenlerin eline para verirdim, şeker tutardım, eski günler daha yok. Bu bayramda ne gelen var, ne giden var. Hiç kimse yok. Yanımda bir komşum bile yok ki gidip bayramını kutlayayım. Bana göre bayram yok, içim yanıyor adeta." dedi.
"BURUK BİR BAYRAM OLACAK, HER TARAFIMIZ KIRGIN"
Evi yıkılan 53 yaşındaki Bülent Tekin ise önceki bayramlarda içli köfte yemek için köylerine gittiklerini, şimdi ise içli köfte yapacak yerleri bile kalmadığını dile getirdi.
"Bizim köyümüzde içli köfte yapılmayan evde bayram olmazdı." ifadesini kullanan Tekin, "Öyle meşhur bir geleneğimiz vardı, şimdi yok. 35 yıl İstanbul'da yaşadım. Önceki bayramlarda İstanbul'dan koşa koşa köyümüze gelirdik, bayramı iple çekerdik. Bayram gelsin de köyümüze gidip içli köfte yiyelim, bayramlaşalım, mezarlıkları ziyaret edelim. Köyüme gitme imkanım yok. Bayram, buruk bir bayram." diye konuştu.
Gelini ve torunu ile kalan 65 yaşındaki Yasemin Uluışık da bayramı burada geçirmekten başka çarelerinin olmadığını vurguladı.
Bayram için hazırlık yapamayacağını aktaran Uluışık, "Depremin stresini daha atlatamadık. Buruk bir bayram olacak, her tarafımız kırgın." dedi.
"DEPREMDEN SONRA ÇEVREMİZ HEP DAĞILDI"
Depremzede 60 yaşındaki İbiş İnce ise önceki bayramlarda ailecek toplanıp yemek yediklerini söyledi.
İnce, depremden sonra ailelerinin dağıldığını belirterek şunları kaydetti:
"Biz buradayız, kızım Diyarbakır'da kalıyor. Deprem olmasaydı yine toplu bir şekilde güzelce vakit geçirirdik. Önceki bayramlar neşeli ve eğlenceli geçiyordu. Akrabalarımızı ziyaret ediyorduk. Depremden sonra çevremiz hep dağıldı. Bu bayramla önceki bayramlar arasında çok fark var. Önceden bayram sevincimizi ailecek yaşıyorduk ama şimdi burada kimsemiz yok. Akrabaların, kardeşlerin olmuyor. Buruk ve hüzünlü geçiyor."
Konteynerde eşi ile yaşayan 4 çocuk ve 15 torun sahibi 76 yaşındaki Ramazan Özgültekin de eskiden bayramlarda aile ziyaretleri yaptıklarını dile getirdi.
Şimdi ise kimsenin kimseyi tanımadığını anlatan Özgültekin, "Önceki bayramlarda çocuklarım ve torunlarımla bir araya gelip bayramlaşırdık. Yemekler, tatlılar yapardık. Çocuklarımızla birlikte eğlenirdik ve bir aradaydık. Bu bayramda buradayız, kimseyi tanımıyoruz." ifadelerini kullandı.
Özgültekin, ilerleyen günlerde çocuklarının yanına gidebileceklerini belirterek şöyle devam etti:
"Burada yalnız kalınca üzülüyoruz. Aklıma geldikçe ağlayasım geliyor. Burada sadece komşularımızı görebiliriz, başka kimseyi tanımıyoruz. Bu bayram zevkli geçecek gibi değil, üzüntülü geçecek. Malatya usulü sarmalar, dolmalar, köfteler, analı kızlı köfteler yerdik. Bayram günleri böyle neşeli geçerdi. Şimdi kim kime. Buna da çok şükür, her şeyden önce can sağ olsun."