Uluslararası Para Fonu (IMF), 2024 yılı itibarıyla küresel kamu borcunun 100 trilyon doları aşmasının beklendiğini açıkladı. IMF’nin Ekim 2024’te yayımlanan "Küresel Ekonomik Görünüm" raporu, dünya genelinde artan borçlanmanın nedenlerini ve risklerini detaylı bir şekilde ele alıyor. Özellikle artan sağlık harcamaları, savunma bütçeleri ve yaşlanan nüfus gibi faktörler, kamu maliyesi üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor.
BORÇLAR HIZLA YÜKSELİYOR
IMF, küresel kamu borcunun GSYİH’ye oranının 2030 yılına kadar %100’e ulaşabileceğini öngörüyor. Bu, dünyanın toplam ekonomik üretiminin borçla eşit bir seviyeye geleceği anlamına geliyor. Öte yandan, hükümetlerin borç yönetiminde yeterli önlemleri alamaması, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ciddi ekonomik ve sosyal krizlere yol açabilir.
ABD VE ÇİN: KÜRESEL BORCUN YARISINDAN FAZLASI
Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD, toplam küresel borcun %34,6’sını oluşturarak 36,1 trilyon dolarlık kamu borcuyla listenin başında yer alıyor. ABD’nin kamu borcu, ülkenin GSYİH’sinin %121’ine eşit. İkinci sırada yer alan Çin’in kamu borcu ise 16,5 trilyon dolara ulaşmış durumda ve küresel borcun %16,1’ini oluşturuyor.
IMF’ye göre, ABD ve Çin’in borç seviyelerinin çıkarılması durumunda küresel kamu borcunun GSYİH’ye oranı %20 azalacak. Ancak bu iki ülkenin borç yükü, küresel finansal sistem üzerindeki riskleri de artırıyor.
DÜNYANIN EN BORÇLU ÜLKELERİ
2024 yılı itibarıyla dünyanın en borçlu 10 ülkesi şu şekilde sıralanıyor:
ARAP DÜNYASINDA DURUM: MISIR BAŞI ÇEKİYOR
Al Jazeera'nin haberine göre Arap ülkeleri arasında en borçlu ülke, 345,5 milyar dolarlık kamu borcuyla Mısır. Onu 311,5 milyar dolarla Suudi Arabistan ve 171,1 milyar dolarla Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) takip ediyor. Gelişmekte olan ülkeler, genellikle altyapı projelerini ve kamu harcamalarını finanse etmek için borçlanmayı tercih ediyor. Ancak aşırı borçlanma, bu ülkeler için ciddi maliyetler yaratıyor.
DEVLETLER NEDEN BORÇLANIR?
Hükümetler, genellikle vergi gelirleriyle kamu harcamalarını karşılamayı hedeflese de bu her zaman mümkün olmayabilir. Borçlanma, kamu hizmetlerini sürdürmek, altyapı projelerini finanse etmek ve ekonomik büyümeyi desteklemek için sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Ancak borçlanma, uzun vadede sürdürülebilir mali politikaların eksikliği durumunda, ülkeler için ağır bir mali yük haline gelebilir.
BORÇLANMANIN ETKİLERİ VE RİSKLERİ
IMF ve diğer uluslararası kuruluşlara göre, borçlanmanın uzun vadede riskleri şunlardır:
Artan Faiz Yükü: Gelişmekte olan ülkelerde borçlanma maliyetleri, gelişmiş ülkelere göre çok daha yüksektir.
Kaynakların Azalması: Borç geri ödemeleri, sağlık, eğitim ve altyapı yatırımları gibi kritik alanlarda kaynakların azalmasına neden olabilir.
Ekonomik Durgunluk: Aşırı borçlanma, ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir ve yatırımcı güvenini azaltabilir.
Dünyanın en borçlu ülkelerinin başında yer alan ABD ve Çin’in yanı sıra, gelişmekte olan ülkelerde de sürdürülebilir borç politikalarının geliştirilmesi hayati önem taşıyor. Borç krizlerinin önlenmesi, küresel ekonomik istikrar için bir öncelik olarak görülüyor.