Hatipoğlu Ramazan ayının bize yeni bir başlangıç için fırsat verdiğini söylüyor ve devam ediyor: “Yaşlıları ziyaret etmeliyiz. Özellikle annelerin ellerini öpelim bu ay. Ölmüş büyüklerimizi ziyaret edelim. Bütün dünyaya barış ilan etmemiz gerekiyor. Nefsimizi kontrol altına almamız gereken bir ay. Kırmayacaksın, dökmeyeceksin, haset etmeyeceksin, kimsenin aleyhine konuşmayacaksınız”
Milyonların sevgisini kazanan Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ile bir araya geldik. Her yıl Sultanahmet'te yaptığı iftar ve sahur programları atv ekranlarında milyonlarca kişi tarafından takip edilen Hatipoğlu ile tarihi semtin sokaklarında dolaşırken bir yandan da Ramazan'dan ve kaybettiğimiz değerlerden konuştuk. Ramazan ayının bizlere yepyeni, taptaze bir başlangıç yapma fırsatı verdiğini söyleyen Hatipoğlu, "Ramazan ile birlikte yeni başlangıç zamanı. O gün yeniden doğduğunuzu düşünün ve beyaz bir sayfa açın. Alın bir sayfa önünüze bir ay boyunca iyi ve kötü yaptıklarınızı yazın. Öncesi için tövbe edin ve bir ay boyunca kendi karnenizi kendinizi tutun" diyor. İşte gittiği her şehirde binlerce insan tarafından dinlenen Hatipoğlu ile Ramazan sohbetimiz.
- Ramazan için bir araya geldik... Bizim için bu güzel ay boyunca hepimizin dikkat etmesi gereken hususları bir kez daha anlatır mısınız?
- Ramazan bir ibadet. Tövbe mevsimi. Durumu müsait olan kardeşlerimize tavsiyemiz elbetteki namazlarını kılmaları, oruçlarını tutmaları yönünde. Ayrıca sahur çok önemli. Gecenin bir yarısında Allah için yatağı, yorganı bırakıyorsunuz ve ibadetinizi yerine getiriyorsunuz. Bu çok önemli. Zekatımızı muhakkak verelim. Sadaka vermemiz gerekir. Yaşlıları ziyaret etmeliyiz. Özellikle annelerin ellerini öpelim bu ay. Ölmüş büyüklerimizi ziyaret edelim. Bütün dünyaya barış ilan etmemiz gerekiyor bu ay. Nefsimizi kontrol altına almamız gereken bir ay. Kırmayacaksın, dökmeyeceksin, haset etmeyeceksin, kimsenin aleyhine konuşmayacaksınız. Gıybet etmeyeceksiniz. Hatta günümüz dünyasından da bir detay söyleyeyim, sosyal medyayı da doğru kullanmanız lazım bu ay. Kötü bir şey görünce, biri hakaret ediyorsa, kalp kırıyorsa bunu uygun bir dille söylemeli ve bu paylaşımı yapan insanı engellemelisiniz. Ayrca bu ay boyunca fakir doyurmaya dikkat etmelisiniz.
Küfreden İnsanın Orucu Olmaz
- Oruç tutmakla birlikte bir otokontrolden söz ediyorsunuz...
- Oruç tutmak sadece aç kalmak değildir. Günaha karşı da aç kalmak demektir. Kötülüğe karşı da aç kalmak demektir. Büyükler "Küfreden bir insanın orucu olmaz" diyor. Tabii ki teknik olarak yemedi içmedi, oruç tutmuş oluyor. Ama manevi olarak o orucun faydası olmuyor. Oruç müthiş bir otokontroldür. Alın terinizle kazandığınız, Allah'ın size helal kıldığı yiyecekleri yemiyorsunuz belirli bir süre içinde. Başınızda polis, zabıta biri yok. Evin içinde ne yapıyorsunuz, ne yapmıyorsunuz kimse bilemez. Ama Allah'ın sizi kontrol ettiğini bilmek ve buna göre hareket etmek müthiş bir şey. Keşke Ramazan'da sahip olduğumuz otokontrolü hep sürdürebilsek, hayatımızın tümüne yansıtabilsek.
- Ramazan ayı hepimizin önünde bembeyaz bir sayfa aslında. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
- Evet, eskiyi unutalım bu Ramazan'da. Ramazan ile yeni doğmuş kabul edelim kendimizi. Allah'tan bu yeni hayatımızda bize rahmet etmesini dileyelim. Yüce Allah bizim tövbemizi bekliyor, bunu unutmayalım. Herkes önüne bir beyaz sayfa alsın. Günahlarını ve sevaplarını yazsın bu ay boyunca. Ama kendine acımadan yazsın günahlarını da. Haset ettiyse, riyada bulunduysa, birini gülümsettiyse mesela tüm bunları yazsın teker teker... Kendi kendine bir karne hazırlasın herkes bu Ramazan. Zaten Allah bizler için böyle bir karne hazırlıyor. Bu bir ay boyunca buna benzer bir karne hazırlıyalım kendimize. Sevaplarımızı artırmaya çalışalım her gün. Eğer böyle yaparsak işte o zaman Ramazan'ın özüne uygun hareket etmiş oluruz. Ve işte o zaman Ramazan ayı bizden memnun olarak ayrılır yanımızdan. Yoksa kalbi kırık ayrılır Ramazan...
- Yaz aylarında oruç tutmak tabii biraz daha zorlayıcı oluyor. Sıcaklar, saatin uzunluğu... Ne yazık ki iftara yaklaşılırken herkes biraz daha sinirli oluyor, yüzler düşüyor, tahammül azalıyor... Oysa bu orucun doğasına aykırı değil mi?
- Hz. Peygamber "Oruçluyken biri size sataşırsa ona 'Ben oruçluyum' de" diyor. Eğer oruçlu bir kişi size sataşıyorsa o zaman onun orucunda bir problem var demek ki. Hz. Peygamber oruçluyken sağa sola sataşanlara, "Senin orucundan fayda yok. Sen aç kaldın, susuz kaldın" diyor. Kimsenin hakkını yememeniz, gönül kırmamanız lazım oruç tutarken. Bu durumda nasıl sinirli olabilirsiniz ki? Sadece mideye hakim olmak değil Ramazan. Böyle olan arkadaşlarımıza tavsiyemiz mümkün olduğunca dışarı çıkmamaları yönünde olacak. Araba kullanırken dikkat etsinler. Yanlış yapana, öne geçmeye çalışana toleranslı olsunlar.
Rabbimiz Bizi Affetmek İçin Bahane Arıyor
- Elbette hepimiz biliyoruz ama sormak istiyorum, gerçek Müslüman kimdir, nasıldır? - Hz. Peygamber Müslüman'ı tanımlarken "Eliyle, diliyle başkasına eziyet etmeyen kimse" diyor. Bir Müslüman olarak biz elimizle, dilimizle başkasına eziyet etmeyeceğiz demek ki. Bu o kadar önemli bir tanımlama ki. Ne yazık ki çoğu kez orucumuzun bile tövbeye ihtiyacı oluyor. Hz. Peygamber sahabelere akşam "Bugün hanginiz bir fakir doyurdunuz?", "Bugün hanginiz bir hasta ziyaret ettiniz?", "Bugün hanginiz bir cenazeyi taşıdınız mezara kadar?" diye sorarmış. Bir tüm günün hesabını yapmalarını istiyor... Müslüman ahlakı böyle bir ahlak işte... Manevi ve ahlaki dokunuşlara muhtacız. İbadetimiz, namazımız var ama üç kağıdımız da var. Bu aslında esas Müslümanlık değil. Bunları söylüyorum yanlış anlaşılma olmasın dost acı söyler derler ya. Tüm bu sözleri hepimiz için söylüyorum, tüm Müslümanlar için. - İyi nedir, kötü nedir dinimize göre? - Hz. Peygamber bu soruyu kendisine soranlara uzun uzun maddeler saymak yerine, "Kalbini temiz tut, vicdanını temiz tut" diyor. "Bir şey yaptığında kalbin inciniyorsa o kötüdür. Bir şey yaptığında kalbin rahatsa o zaman yaptığın iyidir" diyor. Bu kadar net dinimizde. Rabbimız bizi affetmek için bahane arıyor. Bizi cezalandırmak için, yakmak için bahane kollayan bir Allah anlayışı yok bizim dinimizde. Allah'ı iyi tanımamız lazım hepimizin. Allah zalimi sevmez. Allah katili sevmez. Allah zina edeni sevmez. Allah kumar oynayanı sevmez. Faiz yiyeni sevmez. Komşu hakkı çiğneyeni sevmez. Misafirlik yapmayanı sevmez. İnsanlara kötü bakanı sevmez. İnsanların özel hayatını, mahremini araştıranı sevmez. Allah ahlaksızlığı sevmez. Dinimizin temeli budur.
Şefkat Verenlerden Olmalıyız
- Şöyle bir baktığımızda ne yazık ki toleransın azaldığı, sinirlerin gerildiği, herkesin kendisinden çok başkasıyla ilgilendiği bir dönemden geçiyoruz tüm dünya olarak...
- İnsan olarak dünya hayatında birçok sorumlulukla karşılaştık. Ailelerimiz, sevdiklerimiz, çevremiz var, komşularımız var... Hepsiyle ilişkimizin bir ölçüsü, kanunu, kuralı olmalı. Bunda bizim için belirleyici aklımız, dinimiz, örfümüz, geleneklerimizdir... Hepsi bize affedici olmayı, merhametli olmayı ve çevremizle iyi geçinmeyi öğütler. Kimse için kalbinizde kötülük beslememeyi öğütler. Dilini, kalbini, elini, ayağını kötülüklerden, kul hakkından arındırmayı söyler hepsi. Bu konularda son birkaç yıldır hepimiz sınıfta kaldık.
- Neden böyle oldu?
- Kanaatsizlikten. Tatmin olmamak, tevekkülün azlığı, şükretmemek var. Tatmin olmayı başka yerlerde aramak var. Ayrıştırıcı olanların peşine takılmamız var. Bölmeye ve parçalamaya çalışanlardan, ayrıştıranlardan uzak durmak lazım. Bu firavunun bir metodudur. Kutuplara ayıranlardan uzak durmak lazım. Bu Ramazan ayında hangi noktalarda kaybettik, nerede hata yaptık hep beraber düşünmemiz gerekiyor bence.
- Aşırılıklar arttı...
- Allah'a imanımızda bir problem var. Bir ayet geliyor "Ey iman edenler, iman ediyor" diyor. Teslimiyetle, kutuplaşmadan, birbirinize sevgi ve saygı duyarak iman edin diyor yani. Allah'ı iyi tanımak lazım. Allah'ı tanıyan, Peygamber'e inanan kimsenin kalbini kırmaz. Aşırılıklardan uzak durur. Cinayet işlemez. Küfür, isyan ve ayrıştırmadan uzak durmamız lazım. Bu dünya imtihan dünyası. Bizim bunlardan uzaklaşmamız lazım. İğneyi başkasına batırmadan hep çuvaldızı kendimize batırmamız lazım. Müslüman dünyasının özellikle kendisini sorgulaması lazım bence. Ramazan da buna vesile olmalı. İslam'ın sevgi ve muhabbetini yok etmeye çalışanlar çok. Bunu ortadan kaldırmalıyız. İslamofobiden rahatsızız ama bunda bizim hiç mi rolümüz yok. Batı'daki İslam karşıtlığı genlerinde var elbet ama buna malzeme veren de bizler değil miyiz? Müslümanlar birbirini katlediyor. Allah'ın adını anarak öldürmek... Kuran'ın dili bu değildir. Hz. Peygamber'in dili bu değildir. Birbirimizi doğruya çağırmadan dinlemeden karar veriyoruz. Tanımadan hüküm veriyoruz. Hep Allah'a ve Peygamber'e yaklaşmaya çalışmalıyız. Şefkat verenlerden olmalıyız. Kendimizi manevi gusül ile temizlememiz gerekiyor.
Müslüman Alemi Olarak Kucaklaşalım
- Aslında ihramda olduğumuz gibi yaşamamız gerekiyor...
- İhramdayken ot koparamazsınız. Hayvan öldüremezsiniz. Kalp kıramazsınız. Koku süremezsiniz. Mekke bir pilot bölgedir. İhram bir pilot uygulamadır. Allah bizlere "İhramdaki gibi hareket edin tüm hayatınız boyunca" diyor. Kırmayın, dökmeyin bu şekilde gelin benim huzuruma diyor. Kuran'ın bize gösterdiği yoldan gitmeliyiz... Ama çok oyunlar oynuyor Batı dünyası. Ortadoğu'daki kanı açıklamak imkansız. Binlerce tezgah var. Binlerce istihbarat örgütü orada rol alıyor. Müslüman'ı Müslüman'a öldürtmekten eminim çok keyif alanlar vardır bu tabloya bakıp da. Allah rızası için bir sağınıza solunuza bakın, sonumuzun mezar olduğunu hatırlayın ve en azından bir müddet için bile olsa tüm Müslüman alemi olarak yeniden birbirimizle kucaklaşalım. Ramazan ayı da bunun için bir fırsat.
sabah