Keban Baraj Gölü ve Fırat Nehri'ndeki su kirliliği ve doğal düzenin bozulması, son yıllarda endişe verici boyutlara ulaştı.
Üretim sürecinde ve sonrasında oluşan atıkların herhangi bir önlem alınmadan doğrudan suya karışması, bu kirliliği daha da artırmaktadır.
Elazığ Sportif Olta Balıkçıları ve Su Hayatını Koruma Derneği Tarafından yapılan açıklamada: "Üretim yapan firmaların üretim sürecinde balıklara verdiği takviye ve koruma amaçlı kimyasal ilaçlar, üretim sürecinde ölen balıkların suya atılması, çalışanların evsel atıklarının hiçbir arıtma olmadan suya karışması gibi sayabileceğimiz birçok nedenden dolayı baraj gölümüzde önüne geçilemeyecek bir su kirliliği oluşmuştur. Su kirliliğinin ve doğal dengenin bozulmasındaki bir diğer neden yasal ve yasal olmayan ağcılıkla balık avlanmanın kontrolsüzlüğü ve denetimsizliğidir. Verilen kooperatif alanlarının usülllere uyulmadan haddinden fazla avlanılması ve bunun yanında illegal avlanan ağcıların doğal popilasyonu derinden yaraladığı aşikardır. Bununla birlikte son zamanlarda ağlardan çıkan ve tezgahlarda satılan balıkların havyarlı olması, belirtilen 1 Nisan- 1 Temmuz yasak döneminin tekrardan incelenerek tarihlerde değişiklik yapılması gerektiğini akıllara getirmiştir. Tezgahlarda havyarlı balıklar satılmaya devam edilirse doğal türlerimiz olan Şabut ve Fırat Turnası gibi bu bölgeye özgü balık türlerinin nesli tehlike altındadır. Ancak tabi ki bu konuyla ilgili yetkili kurumları hiçbir girişim ve tedbirleri bulunmamaktadır. Biz sportif olta balıkçıları olarak yapılan tüm bu ihmallerin bir denetimsizlik sonucu olduğunun farkındayız. Ne yazık ki denetim yapması gereken kurumlar bu kirliliğe ve haddinden fazla avlanan kooperatiflere göz yumarak baraj gölünün ömrünün kısalmasında en büyük sorumlulardır. Ancak bu sorumluluklarını sportif olta balıkçılarının yerlerini sınırlayarak ve onları bu vahşeti görmekten uzak tutarak yapacaklarını zannetmektedirler. Biz sportif olta balıkçıları olarak her zaman doğanın bekçileri olmaktan, yapılan tüm bu ihmallere karşı sesimizi duyurmaktan ve hukuki haklarımızı kullanmaktan geri durmayacağız." Denildi.
