1900’lü yılların başında Harput’tan ABD’ye göç eden ilk Müslüman Türklerden, Nuralı’lı Mehmet Ali Bey’in oğlu Robert Turhan Ali Caar, medya grubumuzu ziyaret ederek Elazığ’daki akrabalarını bulma sürecini paylaştı.
Caar “Benim adım Robert Turhan Ali Caar. Harputlu Mehmet Ali Bey’in oğluyum. Babam 1930’larda Harput’tan göç eden Türk göçmenlerden bir tanesi. Babam annemle evlendikten sonra ben Chicago’da (şikagoda) doğdum. ABD’de hızlıca oraya adapte olmamız için çevremizde İngilizce konuşulduğu için maalesef Türkçe bilmiyorum, öğrenme fırsatım olmadı. Babamdan sadece birkaç kelime öğrenebildim. Ben birazda maceraperest ruhuyla ben Türk akrabalarımı bulurum niyetiyle Amerika hava kuvvetlerine girdim. İncillik’te hava üssü olduğu için bu vesile olur sandım. Ama maalesef genellikle uzak doğuda bulundum Vietnam (viyetnam) savaşına katıldım, Japonya’da Filipinlerde görevler aldım. Görevlerimin birinde Türk Konsolosluğu ile yakın bir temasımız oldu. İbrahim Özdemir diye Türk bir yetkiliyle tanıştım. Bana o yardımcı oldu. Babamın pasaportunu kendisine verdim. Ve o içişleri bakanlığına sorarak akrabalarımı bulmama vesile oldu. 1994 yılında Türkiye’ye gelerek akrabalarım ile buluştum. Ondan sonra işim gereği buradan biraz uzak kaldım ama daha sonra sosyal medya üzerinden izlerini tekrar buldum. Geçtiğimiz eylül ekim aylarında tekrar Elazığ’a gelmiştim şimdide büyük kızımla beraber geldik. Harput’u ve Elazığ’ı gezdik” dedi.
Caar, Harput’ta bir ev yapma planlarını ve ailesiyle birlikte Elazığ’a ziyaretlerini artırma arzusunu dile getirerek, köklerine olan bağlılığını vurguladı.
Caar “Artık Elazığ’a daha sık gidip gelmeyi planlıyorum. Yılda birkaç kez olmak üzere. Planlarımdan bir tanesi Elazığ’da bir ev yapmak veya satın almak. Babam Nurallı’ydı onun için Nurallı’da bir ev yapmayı düşünüyorum. Gidiş gelişlerde kalmak için. Sonraki gelişimde diğer kızım ve torunum ile geleceğim. Buradaki akrabalarımız ile daha sıkı temas kurmalarını istiyorum. İki kızımda kendisini Türk olarak hissediyor hatta mail hesaplarında bile kullanıcı adlarını Türk menşeli aldılar” dedi.
Ayrıca, ABD’de büyürken babasından öğrendiği Türk kültürlerine dair örnekler vererek, bu kültürün ailesinin yaşamındaki önemini ve Amerika’daki Türk toplumu ile olan bağlarını da aktardı.
Caar “Babam ellerini arkaya atarak yürürdü. Ayakkabısının arkasına basarak gezerdi. Babam kendisi yoğurt yapardı bizlere. Biz küçükken kız kardeşimle aynı yatakta yatınca bizi ayırırdı bunun ahlaken hoş olmadığını aktarırdı. Birkaç Türkçe kelime aktarırdı bizlere. Böyle geçti kısaca. Son olarak Elazığlılara da çok teşekkür ederim dil aramızda bir duvar olsa da bana çok sıcakkanlı davrandılar. Teşekkür ederim herkese” dedi.