EKONOMİ

Hane Halkı Varlıkları Bir Yılda Yaklaşık Yüzde 35 Arttı

Türkiye'de hane halkı varlıkları haziran itibarıyla geçen yılın aynı ayına göre yüzde 34,6 artarak 2 trilyon 100 milyar liraya ulaşırken, bunda varlıkların büyük kısmını oluşturan mevduattaki yükseliş etkili oldu.

2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'na göre, koronavirüs salgınının dünya ekonomilerini etkilediği yılın ilk yarısı itibarıyla hane halkı varlıklarındaki değişim dikkati çekti.

Hane Halkı Varlıklarının Yüzde 80'ini Mevduatlar Oluşturdu

Hane halkı varlıklarının yaklaşık yüzde 80'ini oluşturan mevduat söz konusu dönemde yüzde 29,7 yükselerek 1 trilyon 678 milyar 400 milyon liraya ulaştı. Söz konusu mevduat varlığının 845 milyar 800 bin lirası tasarruf mevduatı, 681 milyar lirası döviz tevdiatı, 151 milyar 600 milyon lirası kıymetli maden deposundan oluştu.

Bu dönemde yatırım fonları yüzde 53,5 artarak 258 milyar 600 milyon lirayı buldu. Yatırım fonlarında 258 milyar 600 milyon liralık tutarın 112 milyar 400 milyon lirası menkul kıymet, 148 milyar 200 milyon lirası da katılımcıların fon tutarı ile devlet katkısı tutarı toplamını ve otomatik katılım sistemi verilerini de içeren emeklilik yatırımlarından oluştu.

Borsa İstanbul'da yerli yatırımcı ilgisiyle hane halkının hisse senedi stoku yüzde 115,1 artış gösterdi. Bu dönemde hane halkının kamu tahvil ve bono stokunda yüzde 102,8 artışa karşın, özel sektör tahvil ve bono stoku yüzde 22,7 azaldı.

Hane Halkı Varlıklarının Borcuna Oranı 2,5 Puan Arttı

Öte yandan, söz konusu dönemde hane halkı borcunda artış gerçekleşirken, finans dışı kesim döviz borçluluğunda düşüş eğilimi görüldü.

Haziran itibarıyla hane halkı borcu, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33,5 artarak 728 milyar 400 milyon liraya yükseldi. Bu artışta en çok yüzde 34,8 artan banka kredileri etkili oldu. Aynı dönemde finansal kiralama şirketi kredileri yüzde 21,1 arttı. Finansman şirketlerinin kullandırdığı kredilerde ise yüzde 18,3 düşüş görüldü.

Hane halkı yükümlülükleri arasında haziran itibarıyla yüzde 98,5 ile en büyük kalemi oluşturan banka kredisi stoku içinde 2019'un aynı dönemine göre ihtiyaç kredisi stoku yüzde 55,3, taşıt kredisi stoku yüzde 36,4 ve konut kredisi stoku yüzde 29,4 arttı.

Diğer taraftan, hane halkı yükümlülüklerinin GSYH'ye oranı 2,7 puan yükselişle yüzde 16,2'ye, varlıklarının GSYH'ye oranı 8,1 puan artarak yüzde 46,9'a çıktı.

Firmaların Net Döviz Açığı Düştü

Ayrıca, bu yıl temmuz itibarıyla finansal kesim dışındaki firmaların net döviz açığı, geçen yılın aynı dönemine göre varlıklarındaki yüzde 6,9 oranında artış ve yükümlülüklerindeki yüzde 5,1 düşüş sonucu 24 milyar 100 milyon dolar azaldı.

Böylece, söz konusu açık Haziran 2013'ten sonraki en düşük seviye olan 162 milyar 200 milyon dolara geriledi.

Varlıkların en büyük unsuru olan mevduattaki yıllık yüzde 14,9 artış, buradaki yükselişin temel kaynağı oldu. Aynı dönemde ihracat alacakları yüzde 35,9 düşüşle gerileyen tek varlık kalemi oldu.

Söz konusu dönemde yükümlülüklerde bütün kalemlerde azalış görülürken, nakdi krediler yüzde 5,8, ithalat borçları yüzde 1,3 geriledi.

Yurt dışından sağlanan kredilerdeki azalış, yurt içinden sağlanan kredilerdeki azalışa göre daha sınırlı kalırken, 2018 yılında kullanımı kaldırılan dövize endeksli krediler ise bu yılın temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 51,9 geriledi.

Finansal kesim dışındaki firmaların kısa vadeli net döviz pozisyonu fazla vermeyi sürdürürken, temmuzda 18 milyar 800 milyon dolarlık fazla 2008'e kadar giden seri tarihinin en yüksek fazlası olarak kaydedildi.

Bu dönemde kısa vadeli net döviz pozisyonu fazlasında geçen yılın aynı dönemine göre 12 milyar 300 milyon dolarlık artışta, firmaların kısa vadeli varlıklarının 6 milyar 400 milyon dolar yükselmesi ve kısa vadeli yükümlülüklerinin 5 milyar 900 milyon dolar azalması etkili oldu.

Hane Halkı ve Finans Dışı Kesim Borçluluğu Ab Ortalamasına Kıyasla Düşük

Türkiye'nin hane halkı borçluluğu ve finansal kesim dışındaki firma kredilerinin GSYH'ye oranı, diğer ülke gruplarıyla karşılaştırıldığında her iki gösterge bakımından da oldukça düşük bir risklilik seviyesine sahip olarak dikkati çekti.

Uluslararası Ödemeler Bankası verilerine göre, bu yılın ilk çeyreği itibarıyla Türkiye'nin hane halkı kredilerinin GSYH'ye oranı yüzde 15,1 ile hem gelişmekte olan ülkelerin hem de raporlanan ülke ortalamalarının oldukça altında kaldı. Diğer ülke gruplarıyla karşılaştırıldığında, finansal kesim dışındaki firma kredilerinin GSYH'ye oranında da Türkiye'nin, yılın ilk çeyreği itibarıyla yüzde 68,9 oranıyla düşük riskliliğe sahip olduğu görüldü. Raporlanan tüm ülkelerin ağırlıklı ortalamasına bakıldığında, bu oranın aynı dönemde yüzde 96, gelişmekte olan ülke ağırlıklı ortalaması yüzde 102,1 oldu.